DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü :

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – A

abissal bölge: Bentik bölgenin 3000 metre ile 7000 metre derinlikleri arasındaki bölgedir.

abissobentik bölge: Genellikle 3700 metre derinlikte başlayan ve 6000 – 7000 metre derinliğe kadar devam eden okyanus dipleridir.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

abissopelajik bölge: Pelajik bölgede 4000 metre ile 7000 metre derinlikler arasında kalan bölgedir.

acı su: Genellikle tatlı suların denizlere açıldığı ve tuzluluk oranının % 0.06 – 0.30 arasında bir orana indiği bölge.

ada yayı: Derin deniz çukurlarının etrafında adaların zincir şeklindeki oluşumlarıdır, adipoz: Bazı balıkların sırt yüzgeci ile kuyruk yüzgeci arasında bulunan şuasız yüzgece denir.

aerobiont: Denizlerde serbest oksijenden faydalanarak yaşantısını sürdürebilen organizmalardır.

afotik bölge: Denizlerde fotosentez için yeterli ışığa sahip olmayan bitkisiz derin deniz bölge­sidir.

akciğerli balıklar: Yüzme keseleri akciğere benzeyen bir yapıya dönüşmüş olan ve solumalarını bu yapı ile gerçekleştiren balıklar.

alg: Deniz ve tatlısularda yaşayan Thallophyta gurubundan klorofilli bitkisel organizmalardır.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

altıparmak: Boyu 65-70 cm. arasında olan palamuta verilen isim.

amphibiyotik: Çeşitli nedenlerle belirli dönemlerde göç eden balıklardır.

anadrom balık: Gelişimlerini denizlerde tamamlayıp, tatlısuda yumutlayan balıklardır.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

anavaşya göçü: Balıkların Karadeniz’e yaptıkları çıkış göçü.

anal (anüs) yüzgeç: Anüsten kuyruğa kadar olan kısımda 1-2 veya fazla sayıda bulunan yüzgeç.

arthropoda: Hayvanlar ağleminin eklem bacaklı türlerini içeren filum.

azoik bölge: Hayvansal organizmaların yaşamı için uygun olmayan bölgeler.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – B

barofil organizmalar: Derin deniz diplerindeki yüksek basınçla yaşayabilen organizmalardır.

batial (batiyal) bölge: Bentik bölgenin 200 ile 2000 metre derinlikleri arasında kalan bölümü.

benthos: Deniz dibinde yaşayan bitki ve hayvanların oluşturduğu topluluk.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

bentik bölge: Sahil çizgisinden itibaren en derin bölgelere kadar uzanabilen dip (zemin) bölgesidir.

bentik canlı: Deniz zemininde yaşayan canlılara verilen isim .

batipelajik balık (yumurta): Denizlerin orta tabakalarında yaşayan balık (yüzen yumurta) lardır.

batipelajik bölge: Pelajik bölgenin 1000-4000 metre arasında olan bölümü.

Biyota: Bir bölgenin fauna (hayvan) ve flora (bitki) topluluğudur.

biyosfer: Atmosfer, hidrosfer, ve litosferde yaşatan organizmaların oluşturduğu canlı tabakası.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

biyoluminesans: Canlı organizmaların, hücre veya organlarındaki kimyasal reaksiyonlar veya hücresel salgılar sonucu ışık üretmesi olayı.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

biyotop: Canlı varlıkların yaşamını sürdürebilmesi için uygun çevresel koşullara sahip bir coğrafik bölge ya da değişken hacimli ortam.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – C

cam balık: yılan balığının yaşam devresinin İlk aşaması.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

cephalopoda: Yumuşakçaların tüm türlerini (ahtapot, mürekkep balığı) gibi kafadan bacaklı organizmaları içine alan sınıftır.

cetacea: Denizlerde yaşayan memelileri içeren ordo.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

com: Deniz dibinin kayalık,set vs. şekilde kesilerek birden dik derinleştiği alan.

cycloid pul: Kemikli balıkların büyük bir bölümünde bulunan bir pul türü.

Ç

çift yüzgeç: Balıklarda çift olarak bulunan yüzgeçler.

çinekop: Lüfer balığının boyu 11-15 cm.’e ulaşmış, 16-19 adedi bir kilo gelen küçüklerine verilen isim.

çingene palamutu: Boyu 20-25 cm. ağırlığı 300-400 gr. olan palamut.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – D – E – F

defne yaprağı: Boyu 10 cm.’e ulaşmış, 20 tanesi yaklaşık bir kilo gelen genç lüfer balığına verilen isim.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

demersal balık: Dipte veya dibe yakın bölgede yaşantısını sürdüren balık

demersal yumurta: Özgül ağırlığı ortam suyundan daha fazla olan yumurtadır.

derin deniz sistemi: Kıyıdan 200 metre sonraki bentik bölgedir.

detritus: Öldükten sonra posa halinde yavaş yavaş dibe çöken organik canlı kalmtıları.

dış döllenme: Dişi balık tarafından suya bırakılan yumurtaların erkek balık tarafından döllenmesi esasına dayanan üreme şekli.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

diatomea: Bitkiler aleminin Chrysophycohyta filumuna bağlı silis kabuklu tek hücreli algler, difiserk: Kuyruk yüzgecinin tek loplu, serbest kenarının sivri, yuvarlak veya düz olmasıdır.

diformizm: Değişim

dipnoi: Akciğerli balık

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

divergens: Denizlerde dip sularının çeşitli nedenlerle yüzeye çıkması olayı.

dorso-ventral: Karın-sırt yönünde uzanan

E

echinodermata: Hayvanlar aleminin derisi dikenlileri içeren ve tamamen denizsel olan bir filumu.

ekoloji: Organizmaların çevreleri ve birbirleri ile olan ilişkilerini araştıran bilim dalı.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

ekosistem: Belirli bir alanda yaşayan ve birbirleri ile sürekli etkileşim içinde olan canlılar ile cansız çevrenin oluşturduğu bir bütündür,

elektrik organı: Sinir sisteminin kontrolü altında, istemli olarak, kısa süreli deşarj türünden elektrik akımı oluşturulabilen organlar.

elver: Yılan balığı’nın hayat sürecinin ikinci devresi

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

emers bitkiler: Bir kısmı su üstü, bir kısmı sualtında olan bitkiler.

endemik: Belirli bölgeye ait canlı türleri.

epipelajik bölge: Pelajik bölgenin O ile 100 – 200 metre arasında değişen en üst tabakası.

epipelajik yumurta: Yüzeye yakın halde ayrı ayrı veya jelatinli torbalar içinde yüzen pefajik yumurtalardır.

epizon: Canlılar üzerine tutunmuş fakat tutunduğu canlıdan besin almadan yaşayan canlılar.

eşik: Denizleri birbirinden ayıran veya bir boğazdaki sualtındaki en yüksek, en sığ bölgedir.

euhalin: Tuzluluk derecesi % 0.30 ile % 0.40 arasında değişen ortamlardır.

eurihalin: Geniş tuzluluk değişimlerinden etkilenmeden yaşantısını sürdüren organizmalar.

euriterm: Geniş sıcaklık değişimlerinden etkilenmeden yaşantısını sürdüren organizmalar.

exophthalmus: Göz fırlaması

F

farinks: Yutak

farinks dişi: Bazı batıkların boğaz bölgesine yerleşmiş olan dişler.

fauna: Belirli bir ortamdaki hayvan türlerinin tümü.

fitobenthos: Bentik bölgede yaşayan bitkisel organizmaların oluşturduğu topluluk. fitoplankton: Pelajik bölgede bitkisel planktonik organizmaların oluşturduğu topluluk.

fizoklist balık: Yüzme keseleri sindirim organı ile irtibatlı olmayan balıklar.

fizostom balık: Yüzme keseleri sindir|fi organı ile irtibatlı olan balıklar.

flora: Belirli, bir ortamdaki bitki türlerinin tümü.

fotik bölge: Su kitlesinin ışık alan (ışıklı) bölge.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – G

gaco: Palamut’un 10 cm’den küçük boyu.

galsama: Solungaç

gamadrom balık: Üreme ile ilgili olarak göç eden balıklardır.

ganoid pul: Düzgün olmayan dörtgen şeklinde, dermisten oluşan pullar.

gastropoda: Yumuşakçaların, salyangozları içine alan spiral biçiminde tek bir kabuğa sahip, denizlerde ve tatlı sularda geniş bir dağılım gösteren, karından bacaklılar sınıfıdır.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

genipor: Gobiidae (kaya balıkları) familyasından olan balıkların yanak bölgesinde enine veya boyuna sıralar halinde uzanan küçük ve yuvarlak özelliktir.

gonad: üreme organı.

gonadosomatik indeks: Balıklarda yumurtlama döneminin tespitinde kullanılan gonad ağırlığının vucüt ağırlığına oranıdır.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

gonokorizm: Değişik cinsiyet, ayrı eşeylilik.

gonopodium: Bazı balıklarda, çiftleşmeye hizmet etmek için şekil değiştirmiş olan anal yüzgeç.

göğüs yüzgeci: Pektoral yüzgeç.

götek: Minekop balığına genellikle Karadeniz Bölgesi’nde verilen isim.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

H

habitat: Bir organizmanın ya da populasyonun doğal olarak yaşadığı yer.

hadal zon: Bentik bölgenin 6000-7000 m. derinlikten sonra gelen bölümü.

hadopeiajik bölge: Pelajik bölgede 6000-7000 m. derinlikten sonraki su tabakasıdır.

haliç: Akarsuların denizlere ulaştığı yerlerde, deniz suyunun akarsu ağzında memba tarafına girmesi sonucu ortaya çıkan tatlı-tuzlu su karışımı bir su ortamıdır.

halkalı opak bölge: İlkbahar ve yaz döneminde balıkların kulak taşı (sagitta), solungaç kapağı (operculum), omurlar ve yüzgeç ışınları gibi sert dokularda oluşan mat, halkalı bölgelerdir.

halkalı şeffaf bölge: Sonbahar, kış büyüme döneminde kulak taşı, solungaç kapağı, yüzgeç  ışınları ve omurlar gibi sert dokular üzerinde oluşan şeffaf, halkalı bölgelerdir.

haloklin tabakası: Denizlerde geniş tuzluluk değişimlerinin oluştuğu su tabakasıdır.

haloplankton: Denizde yaşayan plankton.

havyar: Bazı balıkların insan gıdası olarak değerlendirilen yumurtaları.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

herbivor: Bitkisel besinlerle beslenen hayvanlar.

Hermafroditizm: İki cinsiyet organının aynı canlı üzerinde olmasıyla gerçekleşen üreme şekli.

hermaphroditik canlı: Her iki cinsiyet organının aynı fertte bulunması.

heteroserk: Kuyruk yüzgecinin iki lopunun birbirinden farklı büyüklükte olması.

hidrofil: Devamlı suda yaşayan organizmalar.

hidrosfer: Su küre

hiperbalin: Denizlerde tuzluluğun % 0.40 tan fazla olan bölgelerdir.

hipersalin: Tuzluluk derecesi % 0.40 ile % 0.80 arasında değişen ortamlar.

hipertemi: Sıcaklığı 70 C derecenin üzerinde olan çok yüksek sıcak kaynaklar.

hipoterm: Sıcaklığı 0-18 C derece arasında olan soğuk kaynak.

holobiyotik: Göç etmeyen balıklar.

homoserk: Kuyruk yüzgecinin her iki lobunun birbirine eşit olmasıdır.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

horizontal hareketler: Rüzgarın etkisiyle oluşan su hareketi.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – I

ılıca: Ilık sulu sıcak kaynakların halk dilindeki adı.

ışık organı: Özellikle dibe yakın sularda yaşayan bazı balıklarda bulunan ve ürettikleri ışıkla avlanmalarına yardımcı olan, eşlerin birbirini tanımasında ve savunmada kullanılan organ.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

ihtiyofaj: Balık tüketen.

ihtiyoloji: Balık ilmi.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

ihtitohemotaoksik balıklar: Kanı zehirli olan balıklar.

ihtiyoakanthotoksin: Balıkların ürettiği zehir.

ilk olgunlaşma boyu: Populasyon ya da stoktaki balıkların %50’sinin ilk cinsi olgunluğa ulaştıkları ortalama boy.

ilk olgunlaşma yaşı: Balıkların %50’sinin cinsi olgunluğa ulaştığı yaş.

ilkel balıklar: Çiğneyici çeneleri yüzgeç ve dudakları olmayan iskeletleri kıkırdaksı bir yapıda olan yapıları yılan balığına benzeyen balıklar.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

infralittoral bölge: Sahilden devamlı su altında kalan bölgeden başlayarak 30-40 metre derinliğe kadar devam eden bentik bölge kısmıdır.

infrepelajik bölge: Pelajik bölgede 200 m, ile 600 m. derinlikler arasında kalan su tabakasıdır.

inorganik madde: Canlılardan elde edilemeyen ve canlıların yaşadığı çevrede bulunan maddeler.

interorbital boşluk: Balıklarda iki göz arasında kalan uzaklık, (gözler arası mesafe)

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

işkine: Marmara Adaları çevresinde Eşkina balığına verilen isim.

ispendek: Levreklerin küçüklerine verilen isim.

istilacı tür: Aşılandığı ekosistemi bozan organizma.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – K – L

kaba çinekop: Lüfer balığının boyu 14-16 cm., 13-15 adedi bir kilo gelen küçüklerine verilen isim.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

kapalı deniz: Okyanuslar ve diğer denizlerle ilişkisi olmayan denizlerdir.

kardial mide: Mideli balıklarda yemek borusunun mideye bağlı kolu.

kardiformes: Etçil balıklarda sivri uçlu kalp şeklindeki diş.

kardium: Etçil balıklarda bulunan gerçek anlamlı midenin yemek borusuna bağlı olan kısmı.

karın yüzgeci: Pelvik yüzgeç, ventral yüzgeç.

karnivor: Et yiyen hayvanlar.

katadrom balık: Gelişmelerini tatlı sularda tamamlayıp, denizlerde yumurtlayan balıklar.

katavaşya göçü: Balıkların Marmara ve Ege’ye yaptıkları iniş göçü.

kekemoz: Ufak canlıların oluşturduğu kayalıklar, taşlıklar.

keseli dönem: Yumurtadan henüz yeni çıkmış, yumurta kesesi, taşıyan, dış beslenme yapmaksızın, yumurta kesesinden beslenen, ağzı, sindirim sistemi henüz görev yapmayan, hareket kabiliyeti olmayan veya çok az olan balık yavrusu.

kestane palamutu: Boyu 40-45 cm., ağırlığı 800-1000 gr. olan palamut balıkları.

kıkırdak iskeletti balıklar: chondrichthyes.

kılçık: Balıklarda ana iskelet yanında iskelete bağlı olmayan ve kaslar içerisinde serbest olarak bulunan kemiksi yapılar.

kışlama göçü: Balıkların yemlenme ve yumurtlama alanlarından, kışı geçirecekleri bölgelere hareketidir.

kıta sahanlığı: Kıtasal uzantının kıyısal bölgeden başlayarak ortalama 130 metre derinliğe kadar uzanan bölümüdür.

kimatoloji: Dalgaları ve hareketlerini niceleyen bilim dalı.

kofana: Boyu 30 cm.’den büyük ve tanesi 1,5 kilo gelen iri lüfer balığı.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

kommunite: Farklı türlerin bireylerinden oluşmuş topluluk, tür topluluğu.

konvergens: Denizlerde çeşitli nedenlerden dolayı yoğunluğu artan yüzey sularının dibe doğru akış olayıdır.

koy: Körfezden daha küçük boyuttaki girintilerdir.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

körfez: Denizlerin kara içinde oluşturdukları geniş girintilerdir.

kulaç: Balıkçılıkta ölçü birimi, kolların açıldığında ilki el arası (183 cm.)

kuyruk yüzgeci: Kaudal yüzgeç.

L

lagün: Denizlerden kum setleriyle kısmen ayrılmış acı su veya tatlı su gölleridir.

larva: Yumurtadan çıktıktan juvenil dönemine kadar şekil ve yaşantısı bakımından ebeveynler­ine benzemeyen yavru.

lateral bölge: Vucüdun yan tarafları.

lîdaki: Çipura balığının küçüğüne verilen isim.

limnadrom balık: Göl, gölet gibi iç suların durgun olanlarında yaşam süren üreme İçin nehirlere göç eden balıklardır.

limnoloji: Göl bilimi

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

limnoplankton: Göllerde yaşayan plankton.

linea lateral: Bir sıra delikli pulun yan yana gelmesinden oluşan ve vücudun yan taraflarında uzanan boyuna çizgi.

ligual dişler: Bazı karnivor balıklarda çene ve damaklar dışında dil üzerinde bulunan dişler.

litoral bölge: Karasal bölgenin yüksek yapılı su bitkilerinin son bulduğu noktaya kadar devam eden kısmıdır.

littoral bölge: Kıyıdan 150-200 metre derinliğe kadar devam eden bentik bölgedir.

lop: Kuyruk yüzgecinin genellikle birbirine eşit iki parçasından her birine verilen isim.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – M – N

makro plankton: Boyları 500 mikrondan büyük plankton populasyonlarıdır.

maksillar diş: Üst çene kemiği üzerinde yer alan dişler.

mandibular dişler: Balıkların alt çenelerinde olan dişler.

mansap: Akarsuların denize veya göllere döküldükleri nokta.

mediolittoral bölge: Bentik bölgenin supralittoral ve infralittoral bölgeler arasında periyodik olarak sualtında kalan kısımdır.

melanistik balık: Fazla pigmenti olan balık.

mercan resifi: Yıllık ortalama deniz suyun sıcaklığı 20 C derecenin üzerinde bulunan bölgelerde kıtasal kenardaki adaların sığ sah «rinde kalkerli bitkiler ve hayvansı organizmaların yığılmalarıdır.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

metamorfoz: Bazı hayvansal organizmaların, embriyo devresinden başlayarak ergin olana kadar geçirdiği evrelere bağlı olarak gösterdikleri yapısal değişikliklerdir.

metaplankton: Hayatlarının belirli dönemlerinde plankton olanlara verilen isim.

mezopelajik bölge: Pelajik bölgede 200 metre ile 1000 metre derinlikler arasında kalan su tabakasıdır.

mikroorganizma: Çök küçük boyutlu canlı organizmalar.

mikso-polihalin: Tuzluluğu %0 18-30 arasında değişen bölgelerdir.

miksohalin: Denizlerde tuzluluğu % 0.05-0.30 arasında değişen bölgelerdir.

mollusca: Çoğunlukla koruyucu bir kabuk salgılayan deriye ve kastan yapılmış bir ayağa sahip salyangoz, midye, mürekkep balığı, ahtapot ve benzeri organizmaları içine alan canlılara verilen isimdir.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

N

nekton: Aktif olarak, kendi iradeleriyle hareket edebilen su canlıları.

neritik bölge: Kıta sahanlığı üzerinde yer alan su kütlesi.

nispi büyüme: Herhangi bir yaşta erişilen boy ve ağırlığın bir önceki yaştakine oranıdır.

nöromast: Balıkların yanal çizgilerinde bulunan elektrik ve mekanik uyarıları algılayan duyargaçlar.

nöston: Su yüzeyinde yaşantısını sürdüren organizmalar.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – O

oceanadrom balık: Üremek üzere denizden denize göç eden balık.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

okyanus çukuru: 3-4.000 metre derinlikten 6-7.000 metre derinliğe kadar devam eden deniz dibi çukurudur.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

omnivor: Her çeşit (hem hayvansal, hem de bitkisel) besinler ile beslenen hayvanlar.

operkulum: Kemikli balıklarda solungaçların üzerini örten hareketli kapaklar.

DENIZ VE BALIK TERIMLER SOZLUGU

organik madde: Karbon, hidrojen, azot ve oksijen ihtiva eden ve canlıların yapısında bulunan maddeler.

oseanik bölge: Neritik bölgenin dışında kalan su kütlesidir.

oseanografi: Okyanus ve denizleri tüm yönleri İle inceleyen ve tanımlayan bilim kolu.

oseanoloji: Oseanografik verilerle birlikte okyanus ve denizlerin içerdikleri kaynakları ve bunlardan yararlanmayı açıklayan bilim kolu.

osmoz: Yarı geçirgen bir zardan bir sıvının geçişi.

otlak balığı: Palamut akını bittikten sonra rastlantı sonucu yemli çaparilerle yakalanan palamut balıklarına verilen isim.

otolit: Balıkların iç kulaklarında yer alan işitme ve denge organı olarak görev yapan kısım.

ovaryum: Dişi üreme organı

ovipar: Yumurta bırakarak çoğalma özelliği.

ovovivipar: Yavru doğurarak çoğalma özelliği.

öhalin: Denizlerde tuzluluğun %0.30-0.40 aracıda değişen bölgeleridir.

özefagus: Yemek borusu

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – P – R

pandeli: Eşkina balığına Ege Bölgesi’nde verilen isim

parazit: Hastalıklara neden olan ve diğer canlılara saldıran organizmalar.

parthenogenesis: Döllenme olayı olmadan yavrunun oluşması.

pasif hareket: Bir canlı, bir madde üzerinde veya suda suyun hareketleri ile enerji tüketmeden yapılan yer değiştirmelerdir.

pasif koruma: Dişi balıkların, embriyonun uzun süre yaşamını sürdürmesi için daha fazla yumurta sarısı sağlamak, yumurtaları ortam bakımından en uygun yerlere yerleştirmek veya düşmanı yumurtadan uzaklaştırmak için zehirli bir madde bırakmaya yönelten kalıtsal içgüdü.

peçuta: Beş yaşına gelmiş ve boyu 75 cm’in üzerindeki palamuta verilen isim.

pelagos: Pelajik bölgede yaşayan organizmaların oluşturduğu topluluk.

Pelajik: Denizlerin, bentik bölgenin dışında kalan su kütlesinin tamamı.

pelajik balık: Pelajik de yaşayan balık türleri.

pelajik yumurta: özgül ağırlığı ortam suyundan daha hafif olduğundan yüzen yumurtalar olarak bilinen yumurtalardır.

pigment: Balıkların derilerindeki hücresel boyalar.

pilor: Midenin bağırsağa bağlandığı kısım.

pisces: Balıklar

placoid pul: En basit tipli, tabanları yassı, tabandan dışarıya doğru içi boş olan sivri çıkıntılı balık puludur.

plankton: Hareketleri pasif olan yani su tarafından su tarafından sürüklenen mikroskobik su canlıları.

plecypoda: Yumuşakçaların bilateral simetrili, birbirine bağlı kalsiyum karbonattan yapılmış bir kabuğa sahip, midye, istiridye, tarak gibi yassı solungaçlı organizmaları içine alan sınıftır.

polihalin: Tuzluluk derecesi %0.10-%0.18 arasında değişen sular.

populasyon: Bir bölgede yaşayan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluk.

posterior bölge: Vücudun arka bölgesi veya kuyruğa yakın olan kısmı.

post larva: Yumurtada kesesi çekilmiş, hareket etmeye ve aktif beslenmeye başlamış, ancak morfolojik olarak anne-babaya tam olarak benzemeyen yavru.

potamoplankton: Dere, ırmak ve nehirlerdeki planktonlar.

potanotok: Gelişmelerini denizlerde tamamlayıp, tatlı sularda yumurtlayan balık.

profundal bölge: Hiç ışık almayan ve tek hücreliler dışında yaşamın olmadığı bölge.

protandri: Çift eşeyli balıkların önce erkek, daha sonra dişi olma hali.

protogini: Çift eşeyli balıkların önce dişi, daha sonra erkek olma hail.

protozoa: Hayvanlar aleminin tek hücreli organizmalarını ihtiva eden bir köküdür.

pteropoda: Kalker kabuklu küçük planktonik mollusca gurubu.

R

radiolaria: Hayvanlar aleminin Protozoa gurubundan olan silisli kabuğa sahip mikroskobik organizmalardır.

radius: Yüzgeçlere desteklik sağlayan kemik veya kıkırdaktan yapılmış çubuksu yapılar; yüzgeç ışınları.

red-tide: Bir protozoon olan Gonyaulax genusuna ait türlerinin anormal salgıları sonucu deniz suyunun genel olarak kırmızı görünmesi olayıdır.

reds: Salomanidae ailesine ait balıkların yumurtalarını bırakmak üzere, çakıllar arasında yaptıkları oyuk şeklindeki yuvalar.

rejenere pul: Herhangi bir nedenle düşen bir pulun yerine, yeniden oluşmuş pullardır.

rektum: Kalın barsakların kolon ile anüs arasında uzanan aşağı bölümü.

rofos: Saros bölgesi balıkçılarının orfoz balığına verdikleri isim.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – S

sarıkanat: Boyu 17-20 cm. arası olan, 9-12 adedi bir kilo gelen lüfer’e verilen isim.

scaphopoda: Yumuşakçaların denizlerde sedimente yarı gömülü olarak yaşayan, ince ve her iki ucu açık huni biçiminde kabuğa sahip organizmaları içine alan sınıfıdır.

scyhphozoa: Coelenterataların tatlı ve deniz hidralarını, polipleri içine alan sınıfıdır.

sedenter: Substratum yüzeyinde sürünerek kısa mesafelerde yer değiştiren organizmalar.

sediment: Katılaşmış halde bulunan organik ve inorganik parçacıklardır.

sedimentasyon: Genel olarak erozyon sonucu oluşan ve denizlere taşınan parçacıklarla, suda asılı halde bulunan parçacıkların çökelerek tabakalaşması olayıdır.

sertleşmiş yumurta: Yumurtanın suyla temas etmesinin itibaren kabuk gözeneklerinden ve mikrofilden su alarak şişmiş halidir.

seston: Deniz suyunda asılı halde bulunan organik ve inorganik maddelerin tümü.

set mercan resifi: Kıyı aralarında lagün bulunan mercan resifidir.

simbiyotik: İki veya daha fazla organizmanın birlikte yaşaması veya ortak yaşama.

sirkalittoral bölge: Bentik bölgenin 40-200 metre derinlikleri arasında kalan kısmıdır.

sistematik: Yaşamış veya yaşayan canlıların ayırımlarını, bunların doğadaki sınıflandırmalarını konu edinen bilim dalı.

sivri: Boyu 60-65 cm.’e ulaşmış, Torik’in bir büyüğü olan palamut.

soliter: Bireysel olarak yaşayan organizmalar.

solungaç dikeni: Kemikli balıklarda solungaç yaylarının içbükey yüzlerinde yer alan, iğne veya diken şeklindeki uzantılar.

sökal mide: Bazı kemikli balıklarda midenin son kısmında torba şeklinde bulunan kısım.

standart boy: Burun ucundan kuyruk yüzgecinin başlangıcına kadar olan uzaklık. stenofot: Az ışık şiddetinde yaşayan organizmalar.

stenohalin: Yüksek tuzlulukta yaşayabilme hali.

subiitorai bölge: Bitkilerin bulunmadığı, ışığa ihtiyaç duymayan ya da çok az ihtiyacı olan midye, salyangoz gibi canlıların bulunduğu bölge.

substratum: Bentik formların üzerinde yaşantılarını sürdürdükleri zemin.

suprolittoral bölge: Bentik bölgenin suyun dışında olan, fakat denizin etkisinde kalan kısmıdır.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – T

taksonomi: Doğal ilişkilerine göre hayvan ve bitkilerin sınıflandırılması.

talus: Litoral zonun alt kısmından başlayarak profundal zona kadar devam eden meyilli bölge.

tatlısu: Tuzluluğu %0.05’den az olan sular.

teleostei: Balıklar aleminin büyük bir bölümünü içine alan kemikli balıklar.

tentakül: Ayaklar, uzantılar.

termal su: Yaz ve kış su sıcaklığı değişmeyen kaynaklar.

termohalin akıntı: Denizlerde çeşitli bölge suları arasında oluşan yoğunluk farkları sonucu gelişen akıntılardır.

thalassobi: Göç etmeden ömürlerinin tümünü denizlerde geçiren balıklar.

thalassotok: Gelişmelerini tatlı sularda tamamlayıp, denizlerde yumurtlayan balıklar.

thermohaiin akıntı: Denizlerde çeşitli bölge suları arasında oluşan yoğunluk farkları sonucu gelişen akıntılar.

tikoplankton: Dışarıdan bir su kaynağına gelen plankton türleri.

torik: İki yaşına gelen, boyu 55-60 cm. olan palamut balığına verilen ad.

total boy: Burun ucundan kuyruk yüzgecinin bittiği yere kadar olan uzaklık.

tripton: Deniz suyunda asili bulunan parçacıklar.

tür: Yapısal özellikleri ile genetik karakterleri birbirine benzeyen ve yine aynı karakterlerde yeni nesiller verebilen aynı ailenin (familyanın) fertleridir.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü -U – V – Y

uzun sahil çukuru: iç sahil bölgesinin altında bulunan çukurdur.

uzun sahil sırtları: Uzun sahil çukurunun deniz tarafında bulunan ve gel-git olayında suların çekildiği zaman su üstüne çıkan sırt ve tepeciklerdir.

üst kıyı: Sahillerin üst kısmında bulunan ve hemen hemen düz olan bölgeler.

 V

vantuz: Yüzgeçlerden birisinin veya vücudun bir bölgesinin tutunmaya elverişli bir yapı kazanması sonucu ortaya çıkan yapışma organı.

vektör: Hastalık belirtileri taşıyan canlı organizma.

vomer dişi: Bazı balıklarda damak kemiği üzerinde yer alan ve genellikle çengel şeklindeki b görünümlü olan dişler.

vonoz: Palamut balığının en küçük boyunda olanlara verilen isim.

vivipar: Gelişimini anne içinde tamamlayarak ve canlı doğarak çoğalma özelliği.

Y

yakamoz: Pelajik olarak yaşayan protozoonlardan Noctulica miliiaris’ in oluşturduğu biyolumi- nasans olayı.

yan çizgi: Balığın yan taraflarında tüm vücut boyunca uzanan 6. duyu organı yanlama: Balık sürüsünün bir  yerde durması, dağılmaması.

yapışan yumurtalar: Kabuklarında yumurtanın suya temas etmesiyle aktif hale geçen yapışkan tabaka bulunan yumurtalar.

yatak balığı: Havaların soğuması nedeniyle kuytu bölgelerde kalan balıklar.

yaz halkası: Ilıman bölgelerde, ilkbahar ve yaz büyüme döneminde kemikli balıkların pulları üzerinde meydana gelen kesiksiz,düzgün, net ve geniş aralıklı, sirkulus adı verilen kabartma çizgilerinden oluşan kısımdır,

yemlenme göçü: Balıkların yumurtlama veya kışlama bölgelerinden yemlenme alanlarına hareketidir.

yumurtlama göçü: Balıkların yemlenme veya kışlama bilgelerinden yumurtlama alanlarına hareketidir.

yüzen yumurtalar: Özgül ağırlığı sudan fazla olan yumurtalar.

yüzgeç: Balığın su içerisinde hareketine yardımcı olan paneller.

yüzme kesesi: Kemimi balıkların büyük çoğunluğunda bulunan ön bağırsaktan bir kanalla ayrılmış, böbreklerin altında yer alan. Bu organ kıkırdaklı balıklarda bulunmaz.

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü – Z

zehir bezi: Görünümleri mukus bezine benzeyen fakat mukus yerine zehir salgılayan bezler.

zindandelen: Boyu 50-55 cm., ağırlığı 1100-2250 gr. arasında olan Torik boyunun bir ufağı olan palamut balığı.

zon: Bentik bölgenin vertikal diliminde ortam faktörlerine bağlı olarak oluşan ekolojik habitat.

zoobenthos: Deniz dibinde yaşayan hayvanların oluşturduğu gurup.

zoohormon: Hayvan tarafından salgılanan hormon.

zooparazit: Parazit olarak yaşayan hayvansal organizma, hayvansal parazit.

zooplankton: Sularda hayvansal orjinli, tek hücreli veya çok hücreli olup kısmi olarak aktif hareket edebilen ve sularda besin zincirinin 2. halkasının oluşturan canlılarıdır.

zoospor: Hayvan benzeri hareketli sporlar.

zootoksin: Hayvan organizması tarafından salgılanan toksik madde, hayvan toksini

KAYNAK:

“FOTOĞRAFLARLA TÜRKİYE DENİZ BALIKLARI” Kitabı – Ateş EVİRGEN

Akya Sürüsü Videosuhttps://dai.ly/xo41bp

Deniz ve Balık Terimler Sözlüğü

Menderes Yahşi hakkında

Menderes Yahşi: (Rehber ve dalış eğitmeni) 8 Mayıs 1962 senesinde İstanbul doğdu. İ.Ü. İktisat Fakültesini 1986 yılında bitirdi. 1989 - 1995 senelerinde bankacılık. 1995 - 2003 senesinde kurucularından olduğu Escortland Taksim'de bilgisayacılık yaptı. 2003 senesineden beri Antalya-Adrasan'da Deepfishing ve Adrasanbalik olarak, balık avı turları düzenliyor. Evli, bir çocuk babası.
Bu yazı BALIK AVI, BALIK AVI EGITIMI, DENIZ VE BALIK, DENIZCILIK TERIMLERI MEVZUAT kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

YORUMLAR (Lütfen, yorumunuz ile bize katkıda bulunun)

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.